traş etmek için ilaç verdilerse kedileri sersem yapıyor. şimdi yeni ortama girdiyse korkmuştur ayrıca. saklanması normal. ayrıca biraz kendi yapısı da korkakmış.

oyun falan oynayın, dikkatini çekin. hem enerjisini sizden korkmak için harcamaz hemde çabucak bağlanır size. sadece tek bir mamadan yiyorsa, yapacak bişey yok ondan alıcaksınız; kdiler böyle :) her gün kumunu temizledikten sonra çok zor değil aslında.

benim de, yakın bi arkadaşımın da astımı var. pek sorun yaşamadık. ama yine de tüylerini kısa tutmak isteyebilirsiniz.

daha gelmedi kendileri. fakat kedinin şu an bulunduğu evde çok zaman geçirdiğim için yaptığım gözlemler onlar.

onu da öyle kabul ediceksiniz o zaman :)

(duyuruyu okuyanlar için)
ethica incirli diş sağlığı merkezi (esthetica) çok kötüdür. neden diye soracak olanlar özel mesaj atabilir.

bostancıya gittim iyiydi. 4 lira mı ne katkı payı vardı. onu da eczane alıyor hastanede para vermiyorsun. internetten randevu al git

ahh ahh param olsada alsam www.maketarabalar.com

kendimizi kandırmayalım,fotoğraftada kötü gözüküyor.

kurutemızleme yapanların bir çoğu boyamada yapıyor.

aktarlardaki eski tip kağıt paketteki boyalar değil de böyle boncukçu, elişi, boya malzemesi satan yerlerde daha kudretli kumaş boyaları var. makinada vs yıkamaya da uygun. veya en kötü bi kovada boyarsın sıcak suyla, biraz da sirke atarsın filan sabitlenir.
bunun dışında kot tamir eden, paça kısaltan vs terziler var onlar da yapar bu işi.

boyar boyar da aynı renge boyar. boyamadan önce çamaşır suyuyla rengini ağart belki daha iyi boyanır. o viktorya marka boyalarla kaç pantolon boyadım. onların sabitleyicisinden de almayı unutma

iki eylül caddesindeki dry center'da boyama yapıyorlar.

(bkz: #17508683)

Google'da arat konuyu ve işlemleri öğren.Mutlaka alabiliyorsun.

son kesilen parayı geri yatırıyorlamıs genelde. Benim 3 ayrı bankada son 3-4 yılda toplam yaklaşık 1000 liralık kesintim bulunuyor. Son kesintiyle birlikte artık sabrım taştı, tamamını geri almak istiyorum yapılan haksız kesintilerin.

panpacığım, yürü bu yolda, sonuna kadar yanındayım...

iş bankası'nda vadesiz hesabım var. öğrencilerden para kesmiyoruz dedi bunlar. ben de açtım hesabı. 2. sene oldu, benden kimse öğrenci belgesi falan istemeyince, ben de götürmedim. sonra bir gün bir fark ettim ki benim hesapta tuttuğum 10 lirayı kesmişler. o para da kk'ı borcumu ödeyince para üstü atm vermedi, oraya aktarmıştım. ben bunun peşine düştüm. gittim bankaya, öğrenci belgesi getirseydin dediler. ama şimdi de göstersen olur dediler. öğrenci kimliği ile dilekçe yazdım, bayram sonrasına kalmıştı iş, bayram sonrası 26 lira gibi bir şey yatırmışlar. dedim 10 lira kesti 26 yatırmış, bir sakatlık var. internetten kontrol ettim. meğerse daha evvel de ben fark etmeden kesmişler. üstelik bir önceki döneme ait de kesmişler, dünya kadar. deli oldum. gittim bankaya, kadın dedi alamazsın, son dönemi verir, hesaplamışlar vermişler. geldim eve, sinirden deli oldum*2 tabi.

biraz araştırdım, baktım. zaten bu süre sınırlaması yapamayacaklarını biliyorum. bir baktım adamlar geriye dönük 10 yılı bile almışlar hep.

neyse, gittim ikinci bir dilekçe yazdım. ben dedim, öğrenci olduğum halde, o döneme ilişkin kesinti yapmışsınız, geri verin, yoksa haklarımı kullanıcam. bunu yaparken müşteri temsilcisinden o dilekçemin fotokopisine imza falan aldım. kadın güldü hatta, benim imza yetkim yok, bu evrak geçersiz, böyle olmaz, vermezler, falan dedi. ben başvurayım onlar vermesin dedim.

özetle; parayı aldım.

almasaydım, tüketici hakem heyetine gidecektim.


şimdi sana nasıl yardımcı olayım söyleyeyim;
belli miktarın altı için tüketici hakem heyetine gidilir. 750 lira gibi bir şey olmalı. farklı bankalar ise, her birine ayrı ayrı tüketici hakem heyetine başvuracaksın. mahkemeye bu aşamada gerek yok. eğer onlar itiraz ederse karara ya da sen edersen tabi, mahkemeye taşınır iş.

ve rahat ol, büyük çoğunlukla bu paralar geri alınıyor. ben aleyhe karar görmedim. sadece haberlere konu olmuştu bir tane öyle karar o da kredi kartı hizmetine karşılık falan diyordu, salla onu.

sonrasında; internette çok fazla bilgi bulabilirsin bu konuda ama ben de söyleyeyim, önce bir dilekçe yaz, bankaya iadeli taahhütlü mektupla gönder. içeriği, paramı verin olacak işte. belirt orada ne zaman ne kesmişlerse, hepsini iste. 1 haftaya cevap gelmezse, hakeme gidebilirsin. bu belge sana delil olacaktır. ben bankadaki kadının imzasını almıştım dilekçeme ama o her zaman tutmayabilir, sağlama al sen işini.

ondan sonra, ilgili bankadaki hesap sözleşmeni isteyeceksin, başvuruda bu da olacak, bu olmazsa kabul etmez hakem başvurunu.

bir de kimlik fotokopisi ile hakem heyetine gidiyorsun. hakeme başvuru ücretsizdir. ama bazı yerler posta masrafı alıyormuş. 4 lira kadar bir şeydir. o her banka için ayrı ayrı başvuracaksın tabi, her biri ayrı tüketici işlemi çünkü.

galiba 3 aydı, 3 ay içinde mutlaka karara bağlanması lazım. sonra da taraflara postalanıyor karar. itiraz olursa mahkemeye gidiyor. -ki böyle mahkeme kararları da gördüm, onlarda da tüketici lehineydi kararlar.

bu kadar. aslında pek bir şey yok. sadece internetten örnek dilekçeleri bul, onları doldur, gönder, bekle, hakeme git.

ha hakem dediğimiz, ikamet ettiğin yerin kaymakamlığı binasında olur. daha da bir şey yok, aklıma gelen. internette sahiden fazlasıyla bilgi var bu konuda. ve sakın peşini bırakma. ben bıraksaydım 65 lira paramı hiç edeceklerdi.

otomatik ödeme vs. gibi durumlarda alınmadığı söylense de bazen alınabiliyor. yapılacak şey hesapta para bulundurmamak veya hesap işletim ücreti almayan 1-2 bankadan hesap açtırmak. bşka bir yol da örneğin şekerbank'ta 1 gr altını sürekli bulundurursan hesap işletim ücreti kesilmiyor. diğer bankaların da bu gibi örneklerini incelemeni öneririm.

öğrenci olmam sebebiyle iş bankasından çatır çatır aldım paramı 200 liraya yakın bir paraydı. geçmişe yönelikte verdiler. ama uğraştım şube müdürüyle kavga ettimde öyle alabildim.

@pomolilik, uzun uzun açıklamaların için çok teşekkür ederim. gün içerisinde ben de fırsat buldukça internette yazılanları okudum, öncelikle iade talep ettiğimiz bir dilekçe ve sonrasında sonuç alınamazsa hakem heyetine gitmek en mantıklı ve çalışır görünen yol. Aynen böyle yapacağım ben de. Bugune kadar farkındaydım kesintilerin aslında ama bu sabah, dün akşam verdiğim kira ödemesi talimatının eksik bakiye nedeniyle gerçekleşmediğini öğrenince tepem attı. Adamlar gece verdiğim talimatı gerçekleştirecegine önce hesaptaki parayı kesmişler kendilerine,sonra da utanmadan eft işlemi gerçekleşmedi diye mail atmışlar. Karşımda bu işin sorumlusu canlı bir muhattap olsa o an boynunu kırabilirdim.

@holydreamer, otomatik ödeme vs. kampanyalarıyla ya da müşteriyi tutmak için verdikleri vaatlerle ilgilenmiyorum açıkçası. Alınan bu ara hem tutar olarak çok fazla hem de tamamen haksız bir kesinti. Özellikle vadesiz hesapları işletmedikleri için hesap işletim ücreti saçma. Zaten ek ücret çıkaran işlemlerde(eft, bono, yatırım fonları vs.) ilgili ücreti şakk diye kesiyorlar daha sen işlemi bitirmeden. Bu yıllık kesintilerin bir açıklaması olamaz. Resmen haraçtır bu.

@mr fusion, ögrenci degilim su an ama ögrenciyken de kesmişler valla inceliyorum hesaplarımı :)

bu işin hukuki açıklamaları genelde, banka zaten yaptığı her işleme para alıyor, üstüne bir de hesaptaki paramı kullanıyor, buna karşılık bir de benden iznim olmadan para kesemez, şeklindedir. gayet de makul ve açık ifadedir. haklı olarak çoğunlukla lehe karar çıkmaktadır.

banka değiştir. ing turuncu hesaptan ücret almıyor, havale ve eft bedava

www.ingbank.com.tr

Beyaz peynir+domates ikilisi olan tost,hiç unutamam çokta doyurucu olmuştu hani.Beyaz peynir çok yakışıyor.

Erdek'te ÖGS şarküterinin yaptığı tostların üzerine tost tanımam.

Yarim ekmek tost yapiyorlar tostu elinde tutamiyorsun hemen yamuluyor o kadar basiyorlaki kagit gibi, tost dediin isirdiginda citir citir olmali hamur degil

istanbuldaysan super bir köhne yer var ! apaçilerin oturduğu merdivenlerden aşağı in karadeniz market var pizza dan bile güzel oluyor yaptiği special

kanka kendi cafen için mi istiyorsun.

otlu peynirli tost vardı süperdi, böreğin yandan yemişi gibi. içinde hangi otlar vardı bilmiyorum da deneme yanılmayla bulursunuz güzelini.

(bkz: ayvalık tostu)

üsküdar'da eskiden bir tostçu varmış, ufacık dükkanda adam tost yapıp satıyormuş. ufacık dükkan tıklım tıklımmış.. arkadaş anlata anlata bitiremiyordu. gidelim yiyelim dedik bi baktık, dükkanı taşımışlar. bi daha da bulamadık. o tostu çok merak etmişimdir hep.

bi de bi yaz, küçükken köydeki kahvede tost yemiştim. acayip bir şeydi çok hoşuma gtmişti. yaratıcı abimiz tostu şöyle yapmıştı; yarım ekmeğin içine bol kaşar koymuş, üstüne de halis biber salçası sürmüştü. çok az bir şey de kekik serpmişti salçanın üstüne. ekmeğin kabuğu ile kaşar arasında kalan ekmek içini ise bıçakla kesip buralara sucuk yerleştiriyordu. sucukları zarfa koyar gibi bu aradaki ekmek içi olan kısma yerleştiriyordu yani. ilk defa böyle bir tostla karşılaşmıştım ve lezzeti de süperdi..

böyle ismini bilmediğim simitlerin (açma gibi, susamlı falan) içinde beyaz peynir ve domates oluyodu. onu ısıttırıp alıyodum çayla falan baya iyi gidiyordu.

not: bir üniversite kantini

susurluk tostu derim başka bir şey demem

kavurmalı kaşarlı. ötesi yok.

ostalmop mu ne ise onunla bakiyor eger gerekli ise boşaltıyorlar bazısında 6 ay bazısında 5 yıl gidip baktırmadan karar vermek mumkun degil.

bele yeni bişi çıkmış diyolar pipet gibi kulağına takıp ucunu yakıyomuşun, o basınçla içerdeki herşey çıkıyomuş diyollaa ben denemedim ama deniycem ilk fırsatta. genelde duyma zorluğu başlayınca yıkatılır, düzenli yıkatanı duymadım hiç. bir de gliserin de damlatılır o da açar.

kulağı bir kez temizlettiğin zaman sürekli temizletmen gerekli diye duymuştum. gençlerde pek tavsiye edilmiyor.. mümkün oldukça erteleyin kulak temizletmeyi. ayrıca kulak pamuğunu kulak deliğinize sokmayın. kirleri iyice içeri itmiş olursunuz. bu da naçizane bir uyarı benden...

işitmez kıvama geldiğinde, kulağında akma, koku vs olduğunda ağrı bilmem ne olduğunda git yoksa gitme

bişey olmaz yarasın!

biraz soğut. ekşiliği azalır. çok sıcak olduğu için ekşi gelmiştir sana.

kok! bozuksa anlaşılır zati.

aa karadutmuş. şimdi gördüm. içmedim hiç. ama öyle 6-7 günde bozulmaz.

ben ilk defa şarabın bozulduğunu duydum senden ve cevap yazanlardan. Bildiğim kadarıyla şarap en fazla kurtlanırmış. Zaten 30-40 yıllık ağzı sıkı sıkı kapatılmış şarabın kurtlanmaması mümkün değil servis etmeden öncede süzülürmüş kurtları. Şarapta ayrica tüketilmeden önce havalandırılması gerekiyor zaten. üzüm şarabı yada karadut şarabı olmasınında bunu değiştireceğini düşünmüyorum. -şirince şarabı gibi taze ev şarabı değilse.

sormaya geldim
şarap epey bozulabilen bişi direkt sirke oluveriyor yav.

iç iç bir şey olmaz. 3 gün açık kalan birayı içtim bir şey olmadı

niteliği bozuluyor olabilir ama kendisi ekstrem sürelerden bahsetmiyorsak bozulmaz diyeceğim(iddia etmemekle beraber böyle olduğunu düşünüyorum). yani doğada bozulmayan baldan başka organik ürün yok zaten bildiğim kadarıyla. bahsettiğimiz bir hafta 10 günlük süre ise oda şartlarında bozulmaz.

hım yok bi hafta on gün değil de bi kaç ay gibi benim dediğim zaten...

şarap içinde sülfür yoksa bozulur (yani yıllandırmak anlamında)
kurt falan olmaz. o şehir efsanesi. 30-40 yıllık şarap içilebiliyorsa içilebilir şekilde korunmuş olmalı (sessiz ortamda, sabit sıcaklıkta, karanlıkta, mahsende. evde değil!) ha evet öyle 1 ayda falan bozulmaz. açılan şarap da öyle çabuk bozulmaz. kalitesi gider o başka. ama buzdolabında açık şarabı isterseniz 6 ay saklayın. lezzetsiz bişey olur en fazla.
şarabı açınca havalandırma işlemi de doğru bir şey ama bu 1-3 saat olur. 1 hafta değil! :) goo.gl şöylr bir karafa koyarsın. mis gibi hava alır. rengi gelir. vs vs.

hanımlar beyler dağılın.

thread closed.

bozulmamıştır, sirke olmuştur. afiyet olsun.

bence af edersin ama sidik gibi olur onun yerine votka daha iyi gibi geliyo

bok gibi olma ihtimali yüksek olsa da, denemek lağzım.
yeni tatlara, farklı yaklaşımlar denemek lağzım felan filan.

hafız bi dene hoşuna giderse devam edersin,
olmadı sade biradan devam.
afiyetler olsun
yarasın

bok gibi. yarım dilim limon tekila ya da votka belki kola harici katkılar bok eder birayı. vişne suyu, ayran, gazoz vs ile denemiş biri olarak söylüyorum.

kumar parasıyla ilgili hikayem de yok bilgim de yok ama 2. madde için yardımcı olabilirim. kardeşimle aynı evde öğrenciyiz, burs niyetine kabul ederiz :)

hizmette sınır tanımıyor ve seni büyük bir zahemtten de kurtarıyorum. açtım hesap makinesini hesapladım, 30binin kırkta biri 750tl yapıyor.

madem şans ve bilgi var, kumarı bırakma bence. kazan ve yardım et insanlara. ha o yardımın getirdiği huzur,mutluluk ilerde çıkar mı diye sorarsan susarım.

o haram paranın 1 kuruşuna bile dokunsan misliyle çıkar senden, işi dini boyutuyla düşünürsek haksız kazanç.

Farazi meseleleri bir yana bırakırsak, kumarı bir bağımlılık olarak görüp (ki görüp kurtulmak istiyorsunuz) bir psikologdan yardım isteyebilirsiniz diye düşünüyorum.

veliefendinin tüm dizayn çiçek böcek aydınlatma rahmetli babamın 40 yıllık kazancı benim yemediğim muz pasta v.b yiyecekler 19.umda kullanamadığım bmw olarak orda duruyor !


gece gece dertmisin yahu be murty :) az önce bende iddaadan gene vurdum ufak bi miktar da zaten yüreğim kaldırmıo ama işsiz ve parasızım yapcak bi şey yok

ben ateistim, ama helal haram bir şey olmaz, ben çok kumar parası yedim, bir şey olmadı, hayrını gördüm. :) ama yani ateistim zaten

2) Temizlenir. Yolla panpa.

@tolga benim de tek dertlendiğim okta dini boyut. o kadar dininde imanında biri de değilim de, bu konuda biraz saplantılıyım

@cosmic çevremdekilerde aynı şeyi söylüyor da, her türlü bağımlılıkların insanın kendisinde bittiğini düşünüyorum. psikologların bağımlılık konusunda yardımcı olabileceklerini düşünmüyorum. düşünmem de. çok kişiye söz verdim, yeminler ettim, bahis sitelerden kafa izinleri aldım, o heyecanı alınca, bırakmak zor oluyor.

@benvaryaben. at koşar baht kazanır.

haram parayla hasenat yapılmaz. allah bilir anca. komple dağıtman lazım parayı tövbe etmen lazım eğer canını sıkan tek konu buysa

Psikoloğu en azından deneyin, içiniz rahat etsin. İşe yaramazsa 30000'den biraz eksilir, işe yararsa hayatınız değişir.

panpa müslümanım diyosan o paranın tek kuruşuna bile dokunmaman lazım. benim inancıma göre kumar parasıyla ilgili bi sıkıntı yok. o yüzden yolla bana o parayı, ben çeşitli hayır işlerinde kullanıcam, merak etme...

1. bu dunyada basiniza hic bir sey gelemez. zira islamda ceza ve oduller bu dunyada verilmez. batil inanclari islama dahil etmemek gerek.

2. temizlenmez ama 39 birim gunah 1 birim sevap kazanirsiniz

3. nope :)

4. maalesef yok. ama suna buna gitti diyenlerin parasinin gitme sebebi parayi bulup simarmalari oluyor genelde. ilahi bi kuvvet yok yani :)

Hadi bu dünyada o para size bir şekilde kaza bela getirse yine iyi, öbür tarafta azap biraz azalır belki.

Bir şekilde kaza bela getirebilir, getirmeyebilir de. Bunun hesabını yapmayın çünkü yaşamınızı olumsuz etkilemediği sürece bu tip haramlar, günahlar sizin için sıradanlaşabilir.

Ama şöyle birşey söyleyeyim, ben bırakın kumar oynamayı yerde bulduğum parayı bile almam. Sizin sorunuza ters taraftan bakarsak benim de boluk bereket içinde, kazasız belasız yaşamam gerekirdi. Lakin ki öyle değil. Ama ben sahip olduğum tüm maddi şeyleri kaybedersem umursamam, biraz üzülürüm geçer; kumar oynayan biri ise bir gün herşeyini kaybettiğinde aklını yitirir. Bunun çok örneği var, siz benden çok görmüşsünüdür.

Yol yakınken tüm o parayı koyun bir zarfa gidin bir hayır kurumuna falan bağışlayın ve tövbe edin. Cübbeli'nin mantığına dayanarak tövbenizden dolayı sizin o para belki hayırlı şeylere bile vesile olabilir.

burdan telkinlerle vazgeçemezsin, çivi çiviyi söker. sürprizi bol maçlarla iddia kuponu doldur, kaybettikçe oynama isteğin de söner tabi.
o 30000 lirayı da gönül rahatlığıyla yiyemezsin bence, yürürken ayağın burkulsa ona yorarsın, ver birine bedelli askerlik yapsın.

@johan kesinlikle para kaybedince, maddi bir üzüntü duymuyor insan, tek üzüntün, bir süre oynayamayacak olman oluyor. çevremden ve kendimden biliyorum. ne kadar kaybetsen de, bir süre sonra oynayacak miktarı buluyorsun, o kaybettiğin oynamadığın süreye üzülüyorsun para kaybedince. bir de kumarda kaybettiğim paraları hep bir yatırım olarak gördüm ben. bir şekilde o paraları geri kazanacağımı biliyorum. zaten beni oyunda kalmaya teşvik eden/oynatan da bu umut. o yüzden aşırı bir maddi bir kaygı içerisinde değilim. umursamamazlık da etmem.

tövbe edeceğim bir durum da yok. etsem de tekrar oynayacağımın bilincindeyim zira çok yeminler ettim sözler verdim. bırakamadım.

3. de miktar fazla biraz. 2 3 bin olsa düşünmeden bağışlarım da. açıkçası çıkar/orta yol bulup, parayı harcarken içim rahat olsun istiyorum.

o paranın tümünü bana ver. sonra bırakmazsan gel yanıma, içelim.

kumarla nasıl kazandın o kadar parayı bana da öğretsene

o parayla oyuncaklar alıp Van'a ve Erciş'e gönder. İstanbul beyefendisi üstadın tabiriyle, iki rekat tövbe namazı kıl, muhtaç bir dedenin/ninenin elini öp, hayır duasını al, ruhunu arındır.

meşhur bir aile olduğu için adlarını buraya yazıp rencide etmek istemiyorum ama kumardan kazandıkları para hiç de şans getirmemiş, aksine çok vakitsiz bir ölüm getirmiş bir olayı biliyorum.

ayrıca herkes bilir ki, uzun vadede kazanan, sadece kumarhanenin kasasıdır. anlık kazançlar, yanılsamadan ibarettir.

öncelikle sadece yılbaşları o da eğlencesine bilet alan biri olarak yazıyorum. bu ülkede milli piyango bileti,sayısal loto, döviz, altın vb. haksız kazanç olmuyor da bi tek kumar haksız kazanç oluyor. nedir bu iki yüzlülük...

bunların hepsi inanç meselesi. eğer bi şey olacağına inanıyorsan mutlaka başına gelen olumsuz bi şeyi bu paraya yorarsın. sonu yok yani. en iyisi vicdan rahatlatmak için birine yardım et.

bu mantıkla tüm milyarderlerin ölmesi veya kaza yapması gerekirdi. zira ben haksız kazanç sahibi olmadan zengin olunamayacağını düşünürüm.

Hiç haram para yemedim, konuşursam bir yanlış söyler senin de günahını alırım diye bazı şeyleri söyleyemiyorum (o parayı ne yapacağın gibi.)

Haram lokma, kursaktan geçince insan iflah olmaz derler, haram kazançla beslenen kişiye bir şey olmaz ise bir sevdiğinden, çoluğundan çocuğundan çıkar derler.

Değil 30.000 TL, 300.000 TL olsun hayır gelmez o paradan.

sana ciddi bir hikaye anlatayım. iş yerimde yıllar evvel sayısaldan yüklü miktarda para kazanan bir adam var. şu an maaşının bir kısmında haciz var. eşinden ayrılmış durumda ve cidden zar zor geçiniyor.

teknoloji dahil her türlü bizden iyiler.
dubai faktörü cep telefonları daha ucuz,
el sanatları aşmış, altın tasarımlar süper. dünyanın en iyi pirinci, safran ama el yapımı tablolar en iyisi bence

elektronik ürünler gayet bulunuyor. nokia cep telefonu falan alıyordu arkadaşım, buradakinin yarı fiyatına

iran'ın halıları ve kızları çok güzeldir. babaya kız getir denmez tabi ama halı olabilir. bagaj ücretine değer bence :)

baban giderken makyaj malzemesi götürsün takas yapar orada türk makyaj ürünlerine yogun ilgi var ve iranlı hatunlar bakımlı olmayı seviyor, teknoloji konusunda evet gayet abd ürünleri bulunuyor,,, gerilim bahane apple şahane...

(bkz: 57 )

nasıl unuttum havyar

halı, değerli taşlarla yapılmış hediyelik eşya filan alabilir ama bazı halıların ülke dışına çıkarılması yasakmış, dikkat etmeli.

edit: kediler de dahilmiş.

nokia N9 iste

kedi

(bkz: santur)

cevaplar için sağolun.
halı, el sanatları, altın ilgimi çekmiyor. erkeğim malum. sigara olmaz. havyar ise alakam olmaz. müzik aleti de çalamam. beceriksizim. nokia ise kullanmam. artık miyadını doldurdu. apple ürünleri mantıklı gözüküyor. sağolun.

@lorenzen sende sağol kardeşim babanada iyi yolculuklar.

zaten ahmed tea içiyoruz. güzel cidden.

urun.gittigidiyor.com

ama kingston en iyisidir. ömür boyu garanti veriyor.

bende var cüzdana falan sığıyor. güzel yazma hızı falan yüksek

en ucuzu hangisiyse onu al hepsi aynı.

banada hepsi aynı gibi gelıyor ama cuzdana sıgan ınce ufak bişi almanı tavsıye ederım

hepsi aynı değil gidip ucuz bişey alma. yazma hızı çok farkediyor.

sandisk fiyat performans ürünüdür, şiddetli tavsiyemdir bu konuda. küçük olanları falan var çogseller

önceliğin tasarımdan ziyade, okuma-yazma hızları olsun ve transcend marka öneririm.

sandiskin micro sd kartları var usb adaptörü ile satılıyo. ihtiyacın olduğunda telefona falan takabilirsin. telefonda işin bittiğinde adaptöre takıp bilgisayara

Gösterdiğin ürünün yazma hızı fena değil. Alınabilir. Bana göre estetik de. Ama kingston en iyi marka değildir bunu bi' belirtiyim. Ama elbette kötü bi marka da değildir. Transcend'lere bakabilirsin. Özellikle JetFlash serisi daha bi estetik ağırlıklı. Ayrıca ufak ince ürünler. Eğer çok ufak olsun istiyosan;www.vatanbilgisayar.com bunu da düşünebilirsin. Resimdekinden daha da ufak.

bence 4 gb gibi seyleri 15-20 ye al,zaten kullanimina göre 1-3 sene maksimum ömrü war.

okula sabah 9da gittim, 17de çıktım. tam ortada bir saatim boştu, memur hayatı yaşıyorum çarşambaları... yarın vizem var hiç anlamadığım bir dersten. gün boyunca overload gezdim.


özet: kötü-yorucu.

hayattan sogudum. sebebi ne dersen yok. hastayim belki biraz ondan olabilir. ya da is yerinde ustunde calistigim projede resmen yildirdilar, belki onun etkisi vardir. yarin guzel bir gune uyanmak istiyorum. bu kadar.

Bir öncekinden daha iyiydi.

9'da çalışmak için okula gittim, akşam 7 gibi çıktık. toplasan yarım saat çalışmamışızdır, hadi 1 saat olsun.

ölüyorum yorgunluktan.

90 bekledğim vizeden 55 almanın hayal kırıklığı bir başka vizenin darbesi ve yarın ki vizenin yılgınlığı ayrıca pazar günkü sınavın korkusu ile geçti

okulda ebem skildi yine. bacaklarım tutmuyo. (spor akademisi)

sahaneydi. 8/4 çalıştım, iş sakindi,öğle yemeği güzeldi, hava cok soguk değil, akşam sohbeti de keyifli. e daha ne olsun...

öğlen saatlerinde güne başlamanın verdiği uyuşukluk, yaptığım pilavın bir halta benzemeyişi kendimi abur cubura vermem, saçma sapan bir vizeyi daha bitirmiş olmanın verdiği iç huzuru bu gece ne etsem yine uyuyamıcam sorusuyla geçen bir gün.

bi öncekinin aynısı. aynı düşünceler, aynı çözülemeyen problemler, aynı sorunlar. ama bu akşam 2 bardak rakı içtim o iyi geldi baya.

şöle böle okuldan ögleden sonra firar ettik cebimde beş para yok arkadaşlar çağırdı satmış olmayalım diye via-porta gittik 4 kişi , iki arkadaşımda orda kız buldu onlara sardı onların peşinden gez anasını sonra gel eve yemek ye sözlüge gir :D

Çok kötü öyle böyle değil, hep kötü haberler aldım uyuyup bugünü bitirmeyi düşünüyorum...

39 kişilik sınıfta 4 kişi 50'nin altında not aldı ve onlardan biriyim. yeterince kötü geçti yani günüm.

bir öncekinin aynısı işte 8 yıldır bir öncekinin aynısı

bak vodka alacaktım nasıl geçti falan deyince aklıma geldi unutmusum

istanbul-izmit-adapazarı-istanbul doğrultusunda yardırdım.

ahh günüm çok kötüydü. ders çalışmam gerekiyordu iptal edilen tkdk sınavına tekrar çalışmam gerekiyordu ama ben çalışamadım. tüm gün cebelleştim bu ruh haliyle tek paragraf okumadım.. kendimden ve olanlardan nefret ettim. sonra erasmus başvurumu yapabilmek için istanbuldaki arkadaşlarımla uzun uzun iletişim kurdum belgeleri hazırlatmak için... ve sürekli kalbim sıkıştı... sanırım bugün hayat benim canıma tak ettirdi.

sabah 7de otobüse bindim, 8de indim. her zamanki yerimde (1 aydır) kahvaltı yaptım. 9da ofise girdim 6ya kadar çalıştım. çok yoğun değildi bugün, birkaç müşterinin teknik problemi bütün günü götürdü zaten. fazlası da yoktu işin.

akşam 6da çıktım, istiklale geçip arkadaşla buluştum. yemek yiyip 1 bira içtim. arabaya atlayıp eve geldik. kızım tekila'nın karnını doyurdum, sonra kendi karnımı doyurdum. tam gezdirmeye çıkaracaktım ki yeğen geldi, gezdirmek istedi. şimdi onlar geziyor. ben de çayımı demledim, uzandım dinleniyorum.

şu sabah köprü trafiği, az da bi borcum olmasa benden nefisi yok. gerçi borç bitince işe yakın bir yerden ev tutup trafik sorununu da çözecem inşallah. işte o zaman bu soruyu bir daha sor panpa :))

ilk defa hoca kızmadı süperdi, tabi sabahtan snra neşeli neşeli tam kliniğe geldim ki bi baktım sabahtan beri yanında olduğum hasta ölmüş.Sadece yarım saat yoktum otalıkta,çok moralim bozuldu böyle bi sevdiğim insanlar geldi aklıma onları aniden kaybetmek tek başıma kalmak.geldm eve vurdum kafayı yattım.kalktım ders çalıştım yine şunu farkettim bugün pek te güzel geçmemiş be baksana kendim için hiçbişey yapmamışım aa spor yaptım bak unutmuşum :)

başka bişey de olabilir önce kadın doğuma git o yönlendirir.

sanırım önce kadın doğuma gitmen gerekiyor. onlar yönlendiriyor sonra.

www.youtube.com/watch?v=at2p28EGlRs burada bulabilirsiniz :)

o değil işe o filmdeki reklamın orjinali nasıl üfler-ülker seymen-beymen . benim aradığım da orjinali

sanırım bunu arıyorsunuz.
www.youtube.com

bu da değil ne yazık ki aynen şabanın çölde hortumun etrafında koşması gibi bir eleman çölde bir top kumaşın yada perdenin yanında koşuyordu dikişsiz, yekpare ek yeri yok diye.

iski nin sitesinde arıza görünmüyor.

evet, ben de ona bakabiliyorum ve orada hepsi yazmayabilir diyor.

vananı kontrol et. totoşun biri kapamış olabilir.

ozalitçiler, copy centerler vs alayı yapıyor

illa öncelikli gop dediğiniz için sizi kızkulesindeki baskıcıya yönlendiriyorum.
g.co
b'nin yakınında bi yerde solda.
oha bu gaziosmanpaşa istanbulsa tabi bilemiycem :D

acıbademe git orda kocaman TT binası

eskiden kadıköy nüfus müdürlüğünün oradaki telekom'a giderdik bu işler için son durum nedir bilmiyorum

ümraniyede ve sultanbeylinde de var telekom müdürlükleri. hangisi yakınsa ona git işte.

Her otelde..evlilik cüzdanı sorma vs. tarihe karıştı..Ama çok izbe yerleri tercih etme gizli kamera vardır xhamsterde ülkemizi temsil edersiniz sonra :)

önere bileceğin açık adres var mı ?

kamil otel var.çok guzel.ben damacanayla kaldım arkadaş kavunla kaldı kimse bişi demedi.

ah ulan -b- yapma şunu bee:))hayatımın neşe kaynağı oldun yemin ederim.

damacanadan ziyade fıstık gibi manken var. kamil otel şimdi ters olur bizim duruma.

(bkz: günlük kiralık daire )

s.ahmet sirkeci civarindaki tum oteller olur.kredi kartiyla odeyeceksen booking.com sitesine gir ordan bu otellerden birine tek gecelik rezervasyon yaptir.al eline voucheri (rez. evragi ciktisi) kimse sana evlilik cuzdani soramaz.
yok illa isim istersen ozelden yazarsin

büyük ada google'la

valla, taksim point otel var. orada da birşey sormuyorlar. ancak pahalıdır.

Turistik bolgelerde rahat olabilirsin. Genelde cuzdan sormuyorlar ama kimliklerin yaninizda olmasi gerek ve ozellikle hatun un resit olmasi gerek. Recepsion da calisan bir arkadasim var ordan biliyorum.

sultanahmette Esans Hotel i tavsiye ederim. fiyatlari uygun ozellikle hafta ici.
www.esanshotel.com

uzatmak istersen uzat. benim dümdüzdü saçlar, 10 ay uzattım bi halta benzemediler ama yine de uzattım. uzun saç iyidir yani ^^

benim saçlar da öyleydi, ara makas ile bi nebze olsun düzeliyordu. bi de saç düzleştiren kremler var, ama çok kullanıldığında saçı yıpratıyor.

Bes ayliksa igrenctir. uc bes ay daha igrenc kalacak o.

duzlestirici krem denmis. bioxin genesis sampuan kullaniyorum saclarim dokuluyor diye, ayni zamanda duzlestiriyor da. varsa dokulme problemin de diye dedim, aklinda bulunsun.

5 ay daha birşey değil, bir 5 ayı daha var saçlarınızın. Yalnız saç uzatırken arada bir kırıkları aldırmak dışın hiçbirşey tavsiye etmem. Çünkü ne kullanırsanız kullanın bir şekilde saçlarınızın kırılmasına, dökülmesine sebep oluyor. Yani o ürünü kullanırken iyi güzel de sonra bir bakıyorsunuz aradan kısa kısa, sağlıksız saçlar çıkmaya başlamış.

Dediğim gibi 2-3 ayda bir bir bayan kuaförüne gidip ufak tefek kırılkarı aldırın, bir de toplanmaya başlayınca arkadan tokayla toplayın, o zaman daha çabuk uzuyor.

aralarına ufaktan kat attırırsan daha iyi durabilir.

kullanacağın her krem hatta zamanla şampuan bile o saçı kıracak haberin ola.

Uzat bir sene dayanman lazım, bağlayınca rahatlarsın bu arada şapka, jöle felanla idare edeceksin vazgeçme uzayınca iyi olur..

seninki dalgalıymış işin kolay benim koyun kıvamındaki saçlar 6 senede hala omuzumda. at kuyruğu kıvamına gelinceye tek taç tak jöle sür.

skol 2 şişe içtiğimi bilirim.

skol 1.5 luk çok iyi hem fiyat olarak hem tat olarak.. daha ucuzu var mı bilinen iskele falan?

litrelik marmara goldlar vardı ben gençken :) denemekte fayda var bence. ayrıca mekan olarak izmir küçük parkta rembetiko, buda, rockkas tavsiye edilebilecekler arasındadır.

mekandan bahsetmiyorum panpa evde tüketeceğim.. tuborg marmara skol efes falan içtim hepsini ama ucuzunu arıyorum :)

çoloda şişe sarı tuborg 2,80
www.eksisozluk.com

kipa'larda ucuz alman biraları satılıyordu gideri vardı. hala vardır belki bulabilirsiniz. deutschemadırfakır bier gibi bir şeydi isimleri.

germania iyi bellheimer var bi de o biraz kötü geldi bana,
baltık diye bir bira var rus fena değil.

germania dia'da da var.

germen bira kaç lt kaç para?

yazın yarım litrelik tenekesini 2 liraya mı ne alıyordum bellheimer'i

germania 50 cl 2.5 tl

Çok iletenden az iletene doğru: Altın-Gümüş-Alüminyum-Bakır

az iletkenden çok iletkene doğru alüminyum<bakır<gümüş<altın

Pahalıdan ucuza dogru

Altın-gümüş-bakır-alimiyon diye biliyorum.

yanlışlardasınız arkadaşlar.

en iletken metal gümüştür. onda sonra bakır. sonra altın. sonra da aluminyum.

gümüş > bakır > altın > aluminyum

sıcaklığa göre metallerin iletkenlikleri değişiyor. ama bu sıralama pek değişmiyor.

altının avantajı, gümüş ve bakır gibi korozyona uğramaması.

en çok bakırın kullanılması da gümüş ve altından daha ucuz olması.

şu entryler'de de yazmışlar:
(bkz: #9540285)
(bkz: #15142496)
(bkz: #21704638)

karadenizde cok var malum, ama 1.derece tanıdıklara sadece boş küpler isabet etti.

var var bulan bir akrabam altından bir şamdan sikkeler, ufak bir heykelcik zümrüt yakut parçaları. korktu sonra müzeye teslim etti. ufak bir para alındı

var var. bok gibi parası var adamın şimdi.

karadeniz değil iç mi iç anadoluda bizim dağların eski köylerinde çok eskiden gayri müslümler yaşıyormuş. -bizim köyümüz ise sonradan benim büyük babalarımın gelmesiyle kurulmuş- o adamların kiliseleri filan da duruyodu yakın tarihe kadar. bi şekilde bunlar da gömüp gitmişler. bi keresinde yurtdışından araştırmacı ayağına biri gelip güneşin battığı tarihte bilmem neredeki kayadan ölçerek filan kazmış baya büyük define götürmüş. onun dışında da her yağmur yağdığında heyelan olduğunda bulurlar. bazen kazıpta bulan da oluyormuş.adamlar senede 11 ay yatıyor zaten başka bir işleri güçleri yok.

karadeniz'de eskiden rumların yogun yasadıgı bolgelerde cıkıyor evet. yakın bir arkadasım tarlasından madeni bi para buldu. arastırdık 1-2 sene once 70-80 lira ederi vardı. ama bulduklarını, kacırdıklarını iddia edenleri cok dinledim. Hatta kazarken yakalanıp ceza alan bile vardı aralarında.

hayır.

aynen. çok samimiyetsiz geliyor.

diyene bağlı.

bana olmuyor kanka. ne diyelim peki? dude bro falan mı?

aynen. 2 gün çıktıktan sonra birbirlerine canım&hayatım diyen çiftlere bile sinir olurum hatta. arkadaşım kullandığın kelimenin anlamını bi araştırda sonra kullan. hayatım dediğin adam bir ay sonra hayatından çıkıp gidebiliyor nihayetinde..

ismiyle hitap edin. abi naber deyin. kanka ne amk?

sikesim geliyo benim!

olmuyor. sana ne şekilde hitap edilmesini istersin, isim haricinde?

eskiden yoktu bu laflar. son birkaç yılda türedi. herkesin ağzında bi kanka lafı almış başını gidiyor. ben on yıllık dostuma bile kardeşim gibi yavşakça bir ifadeyle hitap etmiyorum.

Hacı veya müdür ile cevapla

aynen. hele yeni tanıştığım adamlar kardeşim falan demiyor mu uyuz oluyorum.

yeni tanıştığın adama ismiyle hitap edersin. sonra samimiyete göre "hacı" olur, çok yakın arkadaşlarımla da zaten "nabıyon la" ile başlar "la olum" ve "amk" ile devam ederiz. tabi nezih ortamlarda da ismimizle hitap ederiz. hitap ederiz de ne fenaymış.

hakkaten ne tuhafsınız arkadaş. tatlı dil, kibarlık, nezaket, sevgi insanları ne zamandır uyuz etmeye başladı bilmiyorum...

@niki vermek istemeyen

bunlarda anlam aramak değil olay. yeni tanıştık ne zaman kardeşin oldum diyerek de eleştirmiyorum. samimiyeti falan da geçtim. insanların bunu söyleyiş tarzı bile itici geliyor bana. böyle olabildiğince piç ifadesi takınıp "karrşşim" diyorlar ya. çok acayip şeyler düşünüyorum o an içimden.

kanka dediğin türeyeli nasıl birkaç yıl oluyor anlamadım. 15 senedir var. hiç uyuz etmiyor beni.

tabii ki vardı eskiden. ama kesinlikle bu kadar yaygın değildi. sokakta yürürken bile milletin konuşmalarından duyuyorum kanka dediklerini.

böyle ufak detaylara takılma derim.

bana oluyor.

ağzını yüzünü kırasım gelmiyor ama hoşlanmıyorum ben de.

edit: bu arada çoğu kişi kanka'nın kan kardeşin kısaltması olduğunu sanır. doğrusu, kanka çingenece konkadan gelmektedir. onun da yakın arkadaş, dost, kan kardeş gibi bir anlamı vardır. (bkz: türkçenin büyük argo sözlüğü) (bkz: hulki aktunç)

kanka kelimesini sevmiyorum, tanıştıktan 5 dakika sonra kanka diyen adama ayrı kıl oluyorum. müdür, hacı, moruk, aga, ortak, bacanak, sağdıç kankaya göre daha sempatik geliyor. panpa hakkındaki duygularımı ise tam çözemedim..

Ankaralı olarak ikisine de alışık değildim. İzmire gelince kardeşim kelimesinden acayip tiksindim ama şu an ben de kullanır oldum. Çok acayip birşey hemen alışıyorsun.

en güzeli ajan. Ajan deseler kabulüm.

sürekli kullanılmıyorsa karşı değilim ben. ama ağza yapışmışsa o ağza bir de benim yapıştırasım geliyor

bilader var bi de. kafa atma isteği uyandırıyor

bilader bence sende asabilik var, kafa atmak için yer arıyorsun. bu dediğimi dikkate al.

ben "bro" ya gıcığımm. Kanka diyen varoş, bro diyen de kendini elit sana beyni varoş tipler gibi geliyor.

(bkz: it's raining men).

şemsiye.

para. gerçi gökten para yağsa bize senet düşer, o da mafyanın eline gider.

meme.

umut.

milka m-joy vardı bi' ara, ondan yağsa fena olmaz.

sonsuza dek yağacağını düşünerekten aşk diyorum. ancak elbet duracaksa sevgi diyorum.

sigara. özellikle son zamdan sonra

para +1

para

aladdin'in sihirli lambası

ot

yıldırım

bomba

yemek yağsın,para yağsa ne olacak devalüasyon olur :P

dam. gerçi yağsa bize ne düşer, şüpheli.

@zawisza

bize tarak düşer o da yerden sekip gözümüze girer

Sadece banaysa para, herkeseyse ruh sagligi.amin.

pelin yağsın isterdim..

69a ya bin mcdonalds önünden telekomun orada inip biraz yürürsün. olmadı 74a var florence nightingale orada bırakıyor yine biraz yürümek gerekli hiç olmadı metro--gayrettepe yine on dakika yürüyüş

kuşe kağıda basılır posterler. öyle söylersin. kalınlığı da gr olarak belirtebilirsin. mesela "100gr kuşe kağıda basılsın istiyorum" dersin. ama kağıt kalınlığına, orada görerek karar versen daha iyi bence.

vinile bastır hatta roll-up yaptır. evladiyelik olsun

gittiğinde kağıtları gostermelerini iste. sec begen ona bastır.

çok eski bir sigara o yahu. hala var mıymış. temiz bi 10 senedir falan görmedim ben.

tekel satılmasıyla bizlere veda etti pek güzel değildi ama . söyleyen halt etmiş mentollü maltepe olarak düşün

her sigara zammında görüyorum fiyatı sürekli değişiyor ama kendisi yok

goo.gl

Oyyy Meltem! Nerden hatırlattın yahu. Çok güzel sigaradır. Epey de ucuzdu. ALmayalı bayağı oldu. Her yerde var. Tekel bayilerine bakın.

mentollü sigara konusunda bilirkişi seviyesine gelmiş biri olarak mide bulandıran bir sigara olduğunu söyleyebilirim. hala görüyordum aslında bende tektük, ama dikkat etmedim bayadır tamamen kalktı mı piyasadan emin değilim.

neticede pek bişi kaybetmiş sayılmazsınız

www.systemrequirementslab.com

mw2 ustune cok asiri bir gelisme yok modellermelerde falan. deneyip gormek en iyisi.

İşletim sistemi: XP / Windows Vista / Windows 7
İşlemci: Intel Core™ 2 Duo E6600 ya da AMD Phenom™ X38750 ya da daha iyisi
Boş disk alanı: 16 GB
RAM: 2 GB
Ekran kartı: Shader 3.0 ya da daha iyisi destekli - 256 MB NVIDIA GeForce™ 8600GT / ATI Radeon™ X1950 ya da daha iyisi

minimum sistem gereksinimi bu. ekran kartiniz normal sartlarda bu gereksinimi karsilamiyor ama en dusuk ayarda calistiracaktir buyuk ihtimal.

www.systemrequirementslab.com ramden kurtarmıyor

mw3 kötü bilgisayarlarda çalışacak şekilde yapılmış.ikincisinden daha az zorluyor hatta makineyi.

sırf bu pişmanlığı yaşamamak için üç yıldır saçımı kestiremiyorum ben, bakalım nereye kadar gidecek.

4.5 yildir uzattigim saclarimi kestirdim 2 ay once falan.. daha yeni yeni alistim bu halime ama herhangi bi pismanligim olmadi acikcasi.. eskisi kadar dokulmuyor saclarim, dus almak ve sonrasinda kurulanip giyinmek maksimum 15 dk aliyor..

Uzunda kullandım kısa da kullandım son kararım kısa oldu. Uzun saça göre çok daha güzel. Pişmanlık değil de göz alışamıyor bir süre ama daha sonra daha güzel olduğunu sende göreceksin.

off bende aynı durumdayım. 6 yıldır uzatıyorum kestiresim geldi cesaret edemiyorum.

abi kızlar hakikaten kısa saçlı erkekleri daha çok seviyor. bunu hayatta tartışmam. erkekler kendilerini uzun saçlı daha karizmatik buluyor olabilirler, kendilerini uzun saçlı daha güzel buluyo olabilirler ama gerçekten kısa saç düzgün yüzlü bir erkeğe daha çok yakışıyor. kendinizi nasıl sevdiğinizle alakalı yani bence.

ne pişmanlığı müthiş rahatlık. saçını adam gibi kısa kestirirsen pişmanlık duymazsın. ara makas falan attır saçına uzunlu kısalı olsun sonra git köpük saç şekillendiricilerden al saçını karıştır. onlar jöle gibi durmuyor hem de güzel görünüyor. benim de 2 ay oldu kestireli. 3 gün alışamadım. 4 gün unuttum bile.

çoğu güney amerika ya kaçmış. orada aile falan kursada . gerek mossad gerek katliamda ölenlerin yakınları takip edip 50 yıl sonra olsa bile yakalamışlar nazi avcıları belgeselini izleyebilirsin. ayrıca arnavutlukta o yıllarda zorla nazi astsubayı yapılan bir tanıdığım vardı. adam sonra türkiyeye geri dönüp normal bir insan olarak hayatını sürdürsede psikolojik sorunları vardı çok disiplinliydi mesela

yok ben, hiç ceza almayan normal askerlerden bahsediyorum.

Şurda bazı izler var:

www.wpi.edu

Şunun da Postwar views kısmında iyi şeyler var:

en.wikipedia.org

şunun gibi mesela:

The prosecution of war crimes lost momentum during the 1950s as the Cold War intensified; both German states needed to establish armed forces and could not do so without trained officers and soldiers that had served in the Wehrmacht. German historiography in the 1950s viewed war crimes by German soldiers as exceptional rather than ordinary; soldiers were seen as victims of the Nazi regime. Traces of this attitude can still be seen in some German works today, which minimize the number of soldiers who took part in Nazi crimes.[93] This was especially the case as the German public in the immediate post-war period were more interested in seeing themselves rather than others as victims.[94]

Yani benim anladığım, 1950'den itibaren Sovyetler Birliği ile Soğuk Savaş'ın başlamasıyla, asker ihtiyacı baş göstermiş ve ortada İkinci Dünya Savaşı'na katılmış askerlerden başka asker olmadığı için, "bunlar zaten emir kuluydu, bunlar da savaşın kurbanlarıdır aslında" gibi bir ussallaştırma/rasyonalizasyon psikolojisi hakim olmuş.

Daha ayrıntılı araştırmak istersen, orada adı geçen kaynak eserlere de bakabilirsin.

Madem geyik serbest:
elburrito.files.wordpress.com

bilgiyi nerden alacak ?

bilgiyi internet üzerinden de alabilir yada localhosttan da alabilir , yazılacak yazı .xml yada .txt içinde olacak

localhosttan aldığı, xml yada txt den aldığı bilgiyi nerede tutacak? önce buradan başla sen iyisimi(bkz: pic )

uzaktan erişimde kullanılan microprocessor olmadan imkansıza yakın bilgiyi alabilmesi için upstream yapabilecek bi modem düzeneği yapman lazım aynı anda downstream da yapacan hadi yaptik rs232 üzerinden pice bağlandın komutu yazdın isstediğin bilgiyi istediğin zamanda 192.168.1.33 den aldı sonra ayrı bi pic daha kurup sisteme yazıyı ordan yazdıracaksın ikisinin arasında bağlantı kurmak için ne yapabilirsin onu kestiremiyorum yada iki işi aynı anda yapabilecek bi pic olduğunu sanmıyorum çok iyi datasheet bilmek lazım

peki döviz bürolarının önündeki anlık döviz bilgisinin kaydığı sistem benim bahsettiğim şekilde değil mi

bilgisayara yazılmış bi programı olup bilgisayarın bilgiyi göndermediğini nerden biliyorsun ? sen pc den bahsetmedin resmen online bilgi alıp işleyecek bi sistem istiyorsun

yok hocam, pc ye bağlı olacak, dedim ya ben netteki bilgiyi xml olarak pc ye kaydettiririm yeterki pic yada devre benim dosyadaki bilgileri çekip ledleri sürsün

senin istediğini Robert amca yaptı. www.hekkers.net
ben nasıl yapabilirim dersen en basit (ama görece biraz pahalı) arduino uno + ethernet shield ile çok kolay bir şekilde yapabilirsin.
cCc arduino cCc

@thebug

arduino hakkında bilgin var mı peki , araştırdım az çok sistemi anladım. Şimdi de anlamadığım arduino nun çıkışları yeterli gibi gelmedi 8X32 7 adet led matrix i sürmem için extra rduino yamı ihtiyacım var yoksa pic mi kullanmalıyım.

pic işini hiç bilmiyorum ben. ardino biliyorum :)
led panoyu kendin mi yapacaksın? hazır pic'li panolar var. onlardan al bir tane.
arduino uno'ya bir tane ethernet shield tak, internet üzerinden gelen veriyi seri olarak panoya gönder istediğin olmuş olur.
panoyuda kendim yapacağım diyorsan yine pano ile seri olarak haberleşmek daha iyi olur. yoksa arduino mega2560 kullanman lazım.
ardino biraz pahalı bir oyuncak. bu işi pic'le daha ucuza yapabilirsin. (pic'e göre pahalı. bana göre ucuz. pic bilmiyorum hiç arduino'nun eşşek kadar komunitesi var. ananeye anlatır gibi anlatıyorlar. pic'den daha ucuza gelmiş oluyor uygulamak. pic'de illaki bilen adam bulmak gerekli.)

onu bulamazsan ucuz ama etkili bir yöntem. eczaneden 25lik bir şırınga ve bir şişe serum fizyolojik al(şişe olsun poşet değil) sıcak su dolu kabın içine koy serumu ısınsın hafifçe sonra şırıngayla çek bas burnuna gitsin.

trafosu yanmış

araya kaynak gibi oldu ancak ben bu trafoyu yakma olayını nasıl yaparım, ben de led aldırtma amacındayım da :)))

scart kabloyu boz ne uğraşçan :)

iki tane ayağını yamult abzürt karışık renkler gelince a bozuldu dersin

tamire götürürlerse direk anlar yalnız değil mi televizyoncu :)

tüpü yanmış olabilir..

sade trafosu yansa kolay. besleme katı komple gidiktir yüzde seksen . en aşşağı 50 lira isterler ertesi gün tekrar aynı arızayı vermeyeceği garanti değil. led alın gitsin.
sabotajçı arkadaşa
anten girişinden ver 220yi dikkat et çarpılma anlamazlar kolay kolay yıldırım düştü dersin ondan oldu dersin. olmadı içini aç lehimlerini kısa devre yap tel ile fişe tak teli kaldır. dikkat et çarpılma

yatak giysisi pijamadır. pijamamla kahvaltıya oturmak, gün içinde gezmek gibi huylarım yoktur. aynı şekilde eşofmanla yatağa girmek gibi huylarım da yoktur. yattığım yerin temiz olmasını isterim. Öyle koltuklarda oturup sonra onunla yatağa giremem. Bir de pijamayla gezemememin sebebi kendimi çok paspal hissettiriyor.

edit: bu arada annem günlük kıyafetle, ister dışarda giydiğiniz kıyafet olsun, ister eşofman olsun, toplanmış, örtüsü serilmiş yatağa bile oturtmaz kimseyi. Öyle de bir evde büyüdüm. sanırım böyle olmam biraz normal:)

eve geldiğimde dışarıda giydiğim kıyafetler bana kirli gelir, ve pijama/eşofman ne varsa giyerim. ev sınırları içerisinde hepsi bana eşit temizliktedir. ev kıyafeti / uyuma kıyafeti diye ayırmak için çok tembelim. bir de pijamalar hakkaten düzgün olacak ki , kendini paspal ve hasta hissettirmesin

eve girer girmez o kıyafet çıkar, pijama giyerim hemen. öncelikle rahat hareket edebilmek için giyerim ama paspal olmak da hoşuma gidiyor.

@wtfps +1 ev içinde giydiğim eşofman vs. pijama kadar, oturduğum kanepe yatağım kadar temizdir. dolayısıyla yatarken ev içi giysimi çıkarıp ayrıca pijama giymem ama giyene saygım sonsuz. galiba da normali o ama kime göre neye göre? salon adında koca bi odayı süper döşeyip misafire kalsın diye girmeyen oturmayan bi normun normalinden mi?

eve girince soyunur picamaları çeker yatar uyurum. normal kıyafetler falan misafir geldiğinde oturmak durumunda kalırsam eğer kafayı yerim.

Eve gelince pijamamı ya da pijama niyetine kullandığım ev kıyafetlerimi giyerim. Dışarıda giydiğim kıyafetlerle bizimkiler yatağa oturduğumu görseler beni o evden atarlar herhalde.Kaldı ki sokak kıyafetiyle yatmak çok sağlıksız. Dışarısının bütün pisliği hoooopp bir anda yatağa ve size geçmiş oluyor.Rahatlık konusundan bahsetmeyeceğim bile.

pijama giymeyeli uzun zaman oldu:) evin içinde eşofmanla gezerim, eşofmanla yatarım. zırt pırt üstümüzü mü değiştircez arkadaş? annem koltukları her gün silio zaten, ev hijyenik zarar yok..

Diğer odalar neyse de salondaki kanapelere oturduğum kıyafetlerle asla yatağa girmem. Ben eve gelince dışarı kıyafetlerimi değiştiriyorum ama evimize çok fazla misafir geliyor, sonuçta onlar dışarı kıyafetleriyle oturuyor. Ama geleni gideni olmayan bir ev olsaydı belki farketmezdi. Genelde de pijama ile vs. kahvaltıya oturulmasını doğru bulmuyorum. Kendi evinde hadi neyse, ama bunu misafir olduğu evde yapanlara inanamıyorum. (Amma da kuralcıymışım).

pijama giymek huzur veriyor, uyurken mutlaka pijama giyerim. o kadar çok pijamam var ki..... miskin miyim neyim yahu ???? dışardan eve gelince mutlaka üstümü değiştiririm (işim gereği şart zaten). ama ev kıyafetim ile uyamam,yemek pişiriyorsun falan koku siniyor üstüne, sevmiyorum öyle şeyleri. hasbelkader bir-iki kere uyumuşluğum var yorgun kalktım. takıyorum demek ki bunu kafaya.

sigarayi birakma denemelerimde president marka kullandim 1-2 ay mentollu, cok ucuz seyler zaten, bir kutusu 2 ay gidiyor, sinuslerimi yakiyordu pek sarmadi biraktim, pipoya gectim simdi bayagi rahatladim.
iyisinden falan fazla anlamam, nikotin ihtiyacini karsiliyor iste, ama sigaranin elle tutulup icilmesi falan gibi rituellerini karsilamadigi icin sigara birakma asamasinda nikotin sakizi kadar fayda ediyor iste.
bir de burnu her cekisten sonra muslukta bolca yikamak gerekiyor, eziyetli yani. selpakla falan temizlenmiyor, ikinci eksisi de topluluk icinde cekemiyorsunuz, herkes size bakmaya basliyor, baska seyler dusunebiliyorlar.
soruna pek yanit olmasa da deneyimlerim vs. boyleyken boyle.

bir de nerden temin ediliyor demissin, rusyada yasiyorum buralarda her tarafta bulunabiliyor tobacco shoplarda, turkiyede nerde bulunur bilemiyorum, ama zannederim boyle gurme tobacco shoplarda bulunuyordur.
dedigim president bu: www.northerner.com

enfiye hapşırtmaktan başka bir işe yaramıyor. aktarla bak. tütün mamulu , fakat daha sağlam bir şeyler arıyorsan (bkz: maraş otu )

sorumu yanlış sormuşum aslında, ben zaten halihazırda enfiye kullanıyorum :) ama çevremde benden başka kullanan olmadığı için bilgi paylaşımında bulunmak istemiştim. pöschl gibi markaları türkiye'de bulabilir miyim onu merak ediyorum daha çok.

@artisnot, istanbul'da zamanında bir çok yere sormuştum bulamamıştım. arkadaş gönderiyor bana ama çok kaliteli değil. mentollü yerine vişneliyi tavsiye ederim.

@mr fusion, aktarlarda satılanlarda tütün yok malesef. tıbbi amaçlı, bi kaç ot karışımı gibi bir şey veriyorlar, en azından istanbul'da böyle. maraş otunu biliyorum, pek benim aradığım şey değil bu.

@duyuru var dediler geldik, yasak değil. şu an yerli üretici firma yok o kadar. en son tekel üretiyordu.. ithal olarak satan dükkanlar da şu an muallakta benim için.

yok mu enfiye kullanan? ithal olanlarını nereden bulabilirim?

Evet var dostum ben kullanıyorum, çevremde var mı diye bakıyorum, soruyorum ama bilen bile yok. Ben www.snuffstore.co.uk adresinden sipariş ediyorum ve yaklaşık 8 günde elimde oluyor. Bir çok marka kullandım.www.northerner.com dan da sipariş ettim ayrıca www.toquesnuff.com dan da siparişlerim oldu. Türkiye de Aksaray İlinde bulabilirsin. İstanbulda ve Ankarada ben görmedim. Bİr de Diyarbakır da gördüm satan bir kaç yer ama Türkiyeden almanı tavsiye etmem. Büyük ihtimalle bir kaç senedir beklemiş kutuular olur. Benim sana tavsiyem snuffstore dan alman ben ordan alıyorm ve her marka her çeşit var. Ben şu an 3 ürüü karıştırıp kullanıyorum. Poschl ürünleri nemli ve çok kaliteli ürünlerdir. Toque ürünleri kurudur boğaza kaçar. McChrystals' ın nemli ve kuru enfiyeleri mevcut. Ben şu an Ozona Chery, president ve toque coke ve toque vanilyayı karştırıp snuffbullet ile kullanıyorum. Sİgarayı bırakalı 4 maraş otnu bırakalı 2 yıl oldu. Denemediğim tütün ürünü yok sanırım. Snus da dahil. Ama benim için en güzeli enfiye....

@akvaryumcu84, cevap için sağolasın hocam. mesaj attım size..

enfiye degil de avrupa'da yaygin olan snus maddesini kullaniyorum: nicoprof.com

512 mb olmasından ziyade hangi marka model olduğu daha önemli.

cod serisi grafik konusunda kullanıcıyı sıkmıyor, fazla özellik istemiyor. ram ve işlemci götürür gibi ama ekran kartını bilemem.

512 mb ekran kartının üzerindeki ram miktarıdır ve ekran kartının kalitesi bakımından ilk 3 sıradaki özellik arasında yer almaz. dolayısıyla marka-model söylemeden bir şey söylememiz mümkün değil.

acer - aspire 6530g

oynatır oynatır.

mw3 mw2 ile aynı grafikleri kullanıyor.

bahsettiğin ekran kartı "ATI Mobility Radeon HD 4570" modeli ve mw2 low ayarlarda ort. 81 fps veriyor. mw3'ü de düşük ayarlarda oynarım dersen 60'ın altına düşmeyecektir muhtemelen ve oynayabilirsin.

12 liraya alacağın oyun orjinalse tabiki al. ama sanıyorum ki değil o yüzden premium hesap alman daha mantıklı kanımca.

sadece istediğim oyunu indiririm başka bir şeyle işim olmaz dersen alma. yok downloada bağlarım pcyi dersen al

bununla birlikte bluray uzantılı filmleri bilgisayarda en iyi oynatan program hangisi?

teşekkürler

dvdrip.ac3 şeklinde olanlar.(bkz: ac3 filter )

peki 5+1 ses alabilmek için ses kartı önemli midir

ses kartınında o özellik yoksa zaten hayal. illa vardr

ihlas şofben vardı bizde valla bi 15 yıllık var.biz ölüp gidecez şofben hala ayakta :)
fiyatı nedir bilmiyorum tabi..

(bkz: demirdöküm)

zaten birçok az bilinen diğer markanın içi demirdökümdür

ihlas diyecem ama bu markaya antipati duyuyor çoğu kişi. baya oldu sorunsuz kullanıyoruz(5 sene galiba). kireç yüzünden ısıtmama yapmıyr suyu içinde bıraktığımız halde. biz aldığımızda 150tl idi.

herkes ani su ısıtıcı önermiş. bu küçük canavarlar yaklaşık 7kw elektrik çekerek faturanın tabiri yerinde ise amına kor. Ayrıca tesisat kötüyse, kalabalık bir muhit, kalabalık bir apartmanda yaşıyorsan zırt pırt sigorta attırır. kış aylarında yıkanabilir sıcaklıkta su elde etmek için musluğu iyice kısmak gerekir ip gibi suyla yıkan yıkanabilirse.n iyisi 50 litreliktermosifon al. yıkanmadan yarım saat önce açar ısıtırsın yıkanırsın su bitinceye kadar

ihlas

i.sabah.com.tr bu mu acaba kasaplarda oluyo.

boncuk sineklik diye biliyorum

@spirit crusher evet bu.
@mr fusion başka bi ismi vardı onun sanki ya

kasap boncuğu deniyo diye biliyorum ben.

seperatör mü?

başka adı yok sanırım kapı boncuğu işte.

Mecidiyeköy viyadük durağı viyadüğün altındaki yoldan :) metroya yakın

ümraniye ikeaya gidilecek ise karaköyden vapurla motorla neyse işte üsküdara geçip ordan otobise binmek de bi tercihtir
check it

benden de bir öneri metrobüs- altunizade otobüs hızlı çift vesayit

Back in black Bon Scott öldükten sonra yazılmamış mıydı?

Ses, Bon abinin sesine benzemiyor zaten.

ben de benzetemedim hiç. zaten yorumda "1. Back in Black was written by Brian Johnson about Bon Scott after Bon had died." demiş adam. doğrudur heralde.

öldükten sonra yazıldı da sözde Bon ölmeden önce yazmışmış merak ettim

ben de bu şarkı zaten bon'a tribute olarak biliyorum.

bir de böyle bir şey buldum:
"This song was written by Brian Johnson in the Bahamas. A typhoon was headed their way, and the rest of the band locked him in the bungalo with only 3 pages of blank paper, a pencil, and a candle. He was shaking and nervous becuase he wanted to impress his new band, but he managed "im rollin' thunder pourin' rain, im comin' on like a hurricane....", thus the typhoon. This was also in memory of Bon Scott, who died about a month earlier."

anlaşıldı şimdi meteoroloji takıntısı

E-5 üzerinde İdealtepe- Mavievler durağında Aydınoğlu die bir otel ve fitness merkezi var. Hem açık hem de kapalı havuz var. 3 sene önce Anadolu yakasındaki en büyük havuz bu diyorlardı. Fiyat bilemiyorum.

kartal'da ahmet şimşek kolejinin arkasında hasan doğan spor kompleksi var.

www.google.com.tr fiyat ve saatler için tık!

maltepe sahilde bir yer vardı ne oldu bilmiyorum

10 liraya kızılaylarda cekiyorlar, ama once saglik ocagina gidiyorsun asil saglik raporunu onlar verecek, seni kızılaya yonlendirmeyi onlar yapiyor...
sabah gidersen 9 gibi öglen alabilirsin oglen gidersen ertesi gune sarkabilir.

aile hekimine git al raporu, mikrofilme gerek yok. özel olarak istenmemişse. yok illa alacam dersen verem savaş dispanserine git

dostum ikametgah'ım burda olmadığı için aile hekimim memlekette. o seçenek olmuyor. ama mikro film bence de gereksiz di mi öylesine yazmışlardır onu

benden de istediler vermedim bir sorun olmadı.

502 olmaz akar yapışır. epoksi bazlı bir yapıştırıcı. bison, j-b weld falan 5 dakikalık olanlardan al. sür kurutuncaya kadar mandal falan koy sabit dursun.

patex. o kadar kuvvetli ki yapıştırma özelliği zaman zaman sorun oluyor.

kapağın o kısmı ekranı tutan menteşeler zorladığı için açılıyor. menteşeleri değiştirmen gerekiyor yoksa istediğin kadar yapıştır yine ayrılacak o.

çok güçlü yapıştırıcıyla yapıştıtrsan ekranın kaplamasını kırarsın.

askere gitmedim de yabancı dil sınavı yapıyorlar askerde. arapça revaçta lübnana gönderiyorlar. hastalıkların içinde doktora gidersin. vs

plasebo etkisi?

(bkz: plasebo etkisi)

biranın tadı açken güzel geliyor bana. iki bira arasında bir şeyler yediyseniz ondan olabilir.

bana göre ihtimaller
1-çok susamışsınızdır
2-ilk bira fıçı yeni açıldığında koyulmuştur, ikincisi sonlarına denk gelmiştir.
3-ikinci bira farklı bir fıçıdan doldurulmuştur

Ben fıçı bira sevmiyorum mesela metal tadı geliyor.2 kat pahalı olsa da herzaman şişe birayı tercih ediyorum. Bence sizin durumun da böyle bi sebebi vardır.İkinci gelen bira fıçı dibinde kalmış olabilir mi?

sıcaktan pişmiş bir halde iken, içilen soğuk biranın yerini hiç bir şey tutamaz. ondan güzel gelmiştir. bira ayrıca yıllanmaz bozulur. kutu, şişe biralar pastörize edilir ki bozulmasın. fıçı biralarda ise böyle bir durum yoktur.

öncelikle bira yıllandıkça güzelleşen bir şey değildir. çoğu şarap da yıllandıkça güzelleşmez. bira yıllanmaz hatta direk üretilir ve ambalajlanır paketlenir satılır. yıllanma olayı yok.

ilkinin güzel gelmiş olması uygun sıcaklık ve yukarıda dendiği gibi uygun susama seviyesinden dolayıdır. aç karın birayla doyurulur çok da güzel olur. (bkz: malt)

ikincinin tadının güzel olmaması ise marjinal fayda ile ilişkilidir. zaten her zaman içmeyi tercih etmediğinizi belirtmeniz bu noktayı destekler nitelikte.

afiyet olsun.

yok yaz değildi, bildiğin kasım ayıydı, susamamıştım. hmm, o zaman fıçılarla ilgili olabilir. şişe bira değildi çünkü. ahah, kuzenim ne sallamış yıllanma olayını :)

(bkz: azalan marjinal fayda)

(git: 322750)'ye cevabımdaki linkler genel olarak sana bilgi verebilir.

ayrıca şu aşağıdakileri okur öğrenirsen, herkes bira hakkında bu kadar şeyi nereden bildiğini sorar:

(bkz: bira/@blasphemy) (bkz: bira/@felis)(bkz: bira/@keri)(bkz: bira/@dont know who im)(bkz: bira/@andrew)(bkz: bira/@nereid)(bkz: bira/@sezyum)(bkz: bira/@whoever)(bkz: bira/@typhus)(bkz: bira/@domno epotus)(bkz: bira/@glaucus)(bkz: bira/@sen var ben olmak)(bkz: bira/@giove)(bkz: bira/@red kit)(bkz: bira/@norwegian wood)(bkz: bira/@arnatuile)(bkz: bira/@tonakai)

@compadrito, ooo süpersin, teşekkürler, şimdi okumaya başlıyorum. ;)

şumu da ekleyeyim; bira seven biri değilim, susamamıştım, hava soğuktu zaten, aç değildim. o tadını beğendiğim bardağı zorla içecektim ki bir fırt aldım, yüzüm buruşmadı, tadını beğendim. hayatımda ilk kez ikinci bardağı içmek istedim. marjinal fayda değil sanki. yine de emin konuşmuyorum.

Kimliğinizle ve küçük bir miktar (20 TL) nakitle hemen açtırabilirsiniz.

nakite gerek yok. iş yerinden şuu kişi çalışanımızdır diye bir talimat alıyorsun işyerinin çalıştığı şubeye gidiyorsun. tamam ben böyle yapmıştım. hoşş büyük bir firma ise direk gidip şu şu firmada işe başladım maaş hesabı açtırmak istiyorum diyorsun

@mr fusion, başlamak için istenen belgeler arasında olduğundan iş yerinden çalışanımızdır diye bir şey alabileceğimi sanmıyorum şu aşamada ama elimde şirkete ait istenen belgeler listesi olacak bütün gün koşturacağımdan. amerikan menşeili bir şirket, dünya çapındalar. zaten kendi merkezleri de istedikleri şubenin dibinde. herhalde sadece söylemem yeterli olacaktır ama yine de yanımda nakit olur tabi :) teşekkürler.

vadesiz hesap açtıracaksınız sanırım.

bankaya gidip hesabı açınca hesap cüzdanı denilen bir karton verirler. iş yeri de bunun fotokopisini ister sadece.

@supergirl, özellikle maaş hesabı dediklerine göre dediğin gibi değildir diye düşündüm. neyse, bayramdan sonra öğrenicez :)